Bugün dünya komik, bugün insanlar tuhaf, bugğün konuşmalar sessiz, fallar kötümser, duygular karmaşık, bugün üzülmek bile komik. Bugün sağırlar duymaya hazır ama herkes susmuş, körler görmek için beklerken her yer karanlık. Bugün rüyalar çıkmazda, hayallere ulaşmak hiç olmadığı kadar uzakta. Bugün eller soğuk, dokunuşlar iç acıtıcı ve bugün her şey komik – dedim ya komik!
Bugün koşmuyorum asansöre yetişmek için, telaşsızım. Bugün durgunum, hava soğuk. Üşüyor muyum, bilemiyorum. Üşüyorsam eğer beni üşüten şey hava mıdır, bilemiyorum. Bugün inanmıyorum, duymuyorum, konuşmuyorum ve hissetmiyorum, hissedemiyorum. Hayır, yanlış anlamayın kitaplarda geçtiği gibi -taş kesmedim-, aksine, yumuşadım bugün, sanki eriyorum. Ama dedim ya -hissetmiyorum! Bilemiyorum bugün ihtiyaçlarımı, önümde duran insanları tanımıyorum, arabaya binmeye karar veremiyorum. Adımı söylüyorlar, anlamıyorum. Ayaklarım yürüyor, dilim konuşuyor, her şey normal belki ama içimde bir yerlerde ters giden bir şeyler var. Kalbim atıyor, nefes alıp verebiliyorum sanki, ya da, ya da ben öyle sanıyorum. Bakıyorum, çok bildiklerim az bugün. İyi bildiklerim kötü, tam bildiklerim yarım bile değil. Hiç yoktan iyiymiş, alacakla borç ödenmezmiş, ne bileyim atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmazmış, bugün tüm bunlar mantıklı geliyor sanki. Sanki bugün dünyayı anlıyorum, trajikomik bu olsa gerek diyorum, hatta herkese hak veriyorum bugün. Sessiz kalıyorum, haklı olsam bile susuyorum bugün. Mecalim yok, bugün bileğime batırdığım çuvaldız kanatmıyor, hep yara yapan küpem acımış gibi halime, yakmak istemiyor canımı herhalde. Ya da ısrarlarıma dayanamamış, bilmiyorum. Varlığını bile hissetmiyorum. Bugün rahatsız olmuyorum hiçbir şeyden, kendimden başka… Ben değilim bu, ışığımı geri istiyorum. Ama gelse de şimdi onu içerime alamam biliyorum. Ben bugün kuyuya düşmüşüm belki, ya da uzaya çıkmışım- bilmiyorum. Yıldızların üstünde miyim, toprağın altına mı girdim, bilmiyorum. Kahretsin ki bilmiyorum!!
Ben bugün aklımdan oluyorum.. aklımdan oluyorum…